Prolaktinoma Hook Etkisi
Prolaktinoma Hook Etkisi;
Hastanın bir sonraki aşamada değerlendirilmesi için ne yapılmalı?
Hastanın Prolaktinoma ile ilişkili hem lokal bası bulguları (baş ağrısı, görme alanı defekti) hem de sistemik bulguları (galaktore,mens düzensizliği) mevcut.
Prolaktin yüksekliği/prolaktinoma semptomlarına yaklaşımda gebelik ekarte edilmeli, karaciğer-böbrek fonksiyonları değerlendirilmeli, yine hipotiroidinin prolaktin yüksekliğine neden olabileceği hatırlanmalı, hastanın ötiroid olduğundan emin olmalısınız. Ayrıca ilaç ekartasyonu da yapılmış olmalı, hastanın antipsikotik veya antidepresan grubu ilaç kullanıp kullanmadığı öğrenilmeli.
Vakadaki hastamızda sistemik bulguların ve lokal bulguların varlığı, beraberinde görüntülemesinde adenomunun olması bizi Prolaktinoma tanısına götürüyor.
Fakat sıradışı bir durumla karşı karşıyayız.
Mikroprolaktinoma (<10 mm)’da beklenen Prolaktin düzeyleri 50-300 ng/ml, makroprolaktinoma (Tm>10 mm)’da beklenen düzeyler 200-5000 ng/ml’dir.
Hastamızda makroprolaktinoma ile uyumlu görüntüleme bulgusu olmasına rağmen mevcut Prolaktin düzeyi şaşırtıcı derecede düşük!!!
Mevcut durumu nasıl açıklamalı, nasıl yönetmeli?
Prolaktin ölçümlerinde; A görselinde görüldüğü üzere 2 antikor, biri bağlayıcı biri işaretleyici olarak Prolaktin’i sandviç haline getirir. Ölçüm sandviçleme ile gerçekleşir.
B görseli ise hastamızla ilgili durumu yansıtıyor. Ortamda Prolaktin konsantrasyonu o kadar yüksek ki Prolaktin antikorlarla ayrı ayrı bağlanıyor. Ölçüm için yeterince sandviçleşme gerçekleşemiyor. Bu nedenle sınırlı sandviçleşme, Prolaktin’i normalde olduğu düzeyden çok düşükmüş gibi gösteriyor.
Prolaktinoma, en yaygın fonksiyonel hipofiz adenomudur. Serum prolaktin (PRL) derecesi, adenom boyutu ile ilişkilidir ve makroprolaktinomlarda PRL seviyesi genellikle> 250 ng / dL'dir. Fonksiyonel olmayan hipofiz adenomlarında kompresyon etkisine bağlı orta derecede PRL yükselmesi görülebilir, ancak prolaktinomalı hastalarda Hook Etkisine bağlı serumda yanlış - PRL daha düşük olabilir. Fonksiyonel olmayan adenomların ve prolaktinomların ayırıcı tanısı, farklı tedavi seçenekleri nedeniyle önemlidir
Hipofiz adenomları sellar kitlelerin en yaygın nedenleridir ve tüm intrakraniyal tümörlerin yaklaşık üçte birini oluşturur. Hormon üreten hücre tipi (immünohistokimya yöntemi ile belirlenir) veya klinik olarak fonksiyonel / fonksiyonel olmayan olarak sınıflandırılır. Fonksiyonel hipofiz adenomları arasında prolaktinomalar en yaygın hipofiz adenomlarıdır (yaklaşık% 50). Literatürde makroprolaktinomalı olguların% 83,3'ü kadındır, ortalama yaş 38,5'tir
Doğrudan prolaktin ölçümü, hipofilik tümörlerin ayırıcı tanısında önemlidir. Fonksiyonel olmayan nörolojik defisit tümörlerinde ilk tedavi seçeneği cerrahidir, medikal tedavi ise prolukslu hastalarda profilaktiktir.
Ancak bazen prolaktinoma varlığına rağmen, tıbbi tedavi ve cerrahi tedavi görme yetersizliği nedeniyle onaylanmış, PRL ölçümleri makroadenomların varlığına rağmen normal veya normal ışık ölçümleri olan 'kanca etkisi' anlamında uyarıcıdır ve görülme sıklığı makroadenomlu hastalarda bu fenomen% 5-8'dir .
Hook etkisi, immünoradyometrik (ECLIA, ICMA, IRMA vb) ölçümlerde karşılaşılan ve çok yüksek prolaktin seviyeleri ile sonuçlanan bir artefakttır. Bu durumda serum örneği 1/100 oranında seyreltilerek prolaktin ölçümü tekrarlanmalıdır.
Alternatif olarak, prolaktin eklendikten sonra ikinci antikor eklenmeden önce bağlanmamış fazla prolaktini uzaklaştırmak için birinci antikor durulanmalıdır. Yüksek bir PRL yüksekliği (<200 ng / mL) varlığında fonksiyonel olmayan makroadenom sapının varlığından şüphelenilmelidir ve makroprolaktinden ayırt etmek zordur
Sonuçlar: Ayrım önemlidir çünkü fonksiyonel olmayan adenomlar ve prolaktinomalar farklı birinci basamak tedavi seçeneklerine sahiptir. Makroadenom ve orta derecede PRL yükselmesi durumlarında. Sap basıncı kadar çengel etkisi de akla gelmelidir. Kanca etkisi, menopoz sonrası yaşlı kadınlarda nadir görülen bir durumdur. Şüpheli durumlarda, seri seyreltme yöntemleri kullanılarak bu etki önlenebilir. Sap basıncı kadar çengel etkisi de akla gelmelidir. Kanca etkisi, menopoz sonrası yaşlı kadınlarda nadir görülen bir durumdur. Şüpheli durumlarda, seri seyreltme yöntemleri kullanılarak bu etki önlenebilir. Sap basıncı kadar çengel etkisi de akla gelmelidir.
Kanca etkisi, menopoz sonrası yaşlı kadınlarda nadir görülen bir durumdur. Şüpheli durumlarda, seri seyreltme yöntemleri kullanılarak bu etki önlenebilir.